Blok Zinciri sektörü üzerine düşünceler: Değer yaratımı kısa vadeli kazançlardan önce gelmelidir.

Gençlerin bilgeliği, zenginliği, gücü, bağımsızlığı ve özgürlüğü, bir ülkenin geleceğini belirler. Bir ülkenin ilerlemesi ve dünya sahnesindeki durumu, genç neslin durumuna bağlıdır. Bu görüş, Liang Qichao'nun 1900 yılında yazdığı "Genç Çin Sözü"ndeki yansımalarından kaynaklanıyor; o, ülkenin umudunu gençlere bağlamıştır.

Ancak, günümüz hızla gelişen toplumunda, insanlar ruhsal düzeydeki arayışları göz ardı ediyor gibi görünüyor. Ekonomik büyümenin hızlı artışı her yerde "fırsatlar" sunarak, para kazanmayı birçok insanın birincil hedefi haline getirdi. İnsanlar genellikle birinin değerini ekonomik durumuna göre değerlendiriyor ve ruhsal zenginliği göz ardı ediyorlar. Bu eğilim, ruhsal gelişimi takip etmenin zamansız olarak görülmesine ve hatta "yüksekten uçma" veya "gerçekçilikten uzak" etiketleriyle damgalanmasına neden oluyor.

Blok zinciri sektöründe, özellikle dijital para alanında, bu fenomen daha belirgin hale geliyor. "Kripto dünyasında bir gün, dünyada bir yıl" ifadesi bu alanın hızlı temposunu yansıtıyor. Burada para kazanmak, tek standart haline gelmiş gibi görünüyor. Birçok kişi yüksek getiri peşinde koşarken işlerini bırakıp, dijital para ticareti veya blok zincir projelerine tamamen dalıyor. Ancak, bu fenomenin gençlerin değer anlayışı üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bazı sözde "büyükler" açıkça zengin olmanın yollarını ve başkalarından nasıl kar elde edeceklerini tartışıyor, ancak istismar edilenler hala körü körüne takip ediyor.

Topluluklar, sosyal çevreler ve kişisel markalar dijital para dünyasında sıklıkla yabancılaşır, yeni yatırımcılar çekmek veya eski yatırımcıları yeniden kullanmak için birer araç haline gelir. Bu fenomen, Gustave Le Bon'un "Sürüler Psikolojisi" adlı eserinde tarif edilen kalabalığın bilinçsiz karar alma süreçleriyle oldukça benzerlik gösterir. Böyle bir ortamda, grubun kararları genellikle azınlıkta kalan "büyük oyuncular"ın sesleri tarafından şekillendirilir.

Kendimizi sorgulamalıyız: Yaptığımız şeylerin topluma ve sektöre değer ve ilerleme getirip getirmediğini? Gençleri değer yaratmaya yönlendirmeliyiz, sadece para kazanmayı tek ölçüt olarak almamalıyız. Herhangi bir blockchain projesiyle karşılaştığımızda, öncelikle sormamız gereken soru şudur: Bu proje ne tür somut bir değer sağlayabilir? Yüzeysel faktörler olan ekip, danışmanlar, piyasa ilgisi gibi şeylere odaklanmamalıyız.

Şimdi, adımlarımızı yavaşlatmamız, teknik zorlukları çözmeye odaklanmamız ve açık kaynak kamu blok zinciri alanında liderlik elde etmek için çaba göstermemiz gerekiyor. Blok zinciri teknolojisinin gerçek ekonomiye güç vermesi için bir ekosistem inşa etmeye odaklanmalıyız, kaynak tüketmek yerine. Daha da önemlisi, genç neslin doğru değerleri benimsemesine yardımcı olmalıyız; bu, blok zinciri sektörü ve ülkenin geleceği için kritik öneme sahiptir.

Herkesin kendi uzmanlık alanı ve uygun olduğu bir alan vardır. Herkes eğitimci, fikir lideri, topluluk yöneticisi, dijital para ticareti yapan, yatırımcı ya da yazar olmak için uygun değildir. Kendi konumunuzu bulmak, kendi alanınıza odaklanmak ve sağlam bir şekilde çalışmak, sonunda bereketi getirecektir.