2024'te faiz indirimleri piyasayı kurtaramaz, Bitcoin Yarılanma sistematik risklerle karşılaşacak.

Bitcoin'in yarılanma döngüsü genellikle kripto varlıklar piyasası için önemli bir zaman düğümü olarak görülmektedir. Bu döngüye göre, Federal Rezerv'in faiz indirimine 2023'ün dördüncü çeyreğinde başlaması gerekiyordu. Ancak, gerçek durum farklılık göstermektedir.

Hükümet, yasadışı göçmenlerin istihdam kısıtlamalarını gevşetmek ve hükümet çalışanlarının sayısını artırmak da dahil olmak üzere bir dizi önlem aldı; bu önlemler, kısmen tarım dışı istihdam verilerini etkiledi ve faiz indirimine yönelik kararın ertelenmesine neden oldu. Bu arada, hükümetin ekonomik teşvik politikalarını desteklemek için, ABD Hazine Bakanlığı büyük miktarda tahvil ihraç ederek fon toplamak zorunda kaldı. Bu, 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirilerinde belirgin bir düşüşe yol açtı ve 2023'ün dördüncü çeyreği ile 2024'ün birinci çeyreği arasında mevsimsel bir boğa piyasasını tetikledi.

2024 yılı ikinci çeyreğine girilirken, Hazine Bakanlığı'nın tahvil ihraç hızının istikrara kavuşması ve diğer küresel bölgelerde (örneğin, Doğu Asya gayrimenkul piyasası ve Japonya tahvil piyasası) sistemik risklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, güvenli liman talebi hızla arttı. Dolar, ABD tahvilleri ve altın, yatırımcıların tercih ettiği güvenli varlıklar haline geldi. Bu eğilim, ayrıca ikinci çeyreğin genellikle riskli varlıkların kötü performans gösterdiği geleneksel bir dönem olması nedeniyle, tüm kripto varlıklar piyasasının duraklamasına neden oldu.

2024'ün üçüncü çeyreğinde, seçim durumunu kurtarmak için karar vericiler faiz indirimine gitmeye başladı. Ancak, piyasada garip bir fenomen ortaya çıktı: nominal faiz oranları düşmesine rağmen, 10 yıllık ABD Hazine tahvili getirisi tersine yükseliş göstererek tarihî zirveye yaklaştı. Bu nedenle, 2024'ün dördüncü çeyreğindeki piyasa durumu dış sermaye tarafından değil, siyasi faktörler ve mevsimsel faktörler tarafından etkilenmiştir.

2025 yılının ilk çeyreğinde, pazarın odak noktası istihdam verileri, enflasyon endeksi gibi ekonomik göstergelerden hükümetin farklı departmanları arasındaki çatışmalara kaydı. Bu iç çatışmanın etkileri derin, ayrıca yapay zeka alanındaki büyük atılımların Amerika'nın teknoloji egemenliğine yönelik meydan okuması, Amerika'nın devlet tahvillerinin büyük çapta satılmasına yol açtı. Panik duygusunun tetiklediği bu reel faiz oranlarındaki düşüş, beklenen bahar rallisini getirmedi, aksine büyük miktarda paranın piyasadan çıkmasına neden oldu.

Şu anda, ABD yüzyılda bir karşılaşılan büyük bir dönüşümle yüzleşiyor. Teknolojik yeniliği destekleyen politikalar ABD'ye yeni bir yaşam verebilir mi, yoksa öngörülemeyen sonuçlar mı doğuracak, bunlar belirsiz.

Böylesine büyük bir sistematik riskle karşı karşıya kalındığında, Temmuz'da çıkacak olan şifreleme varlıklar düzenleme çerçevesinin getirdiği belirsizlikle birlikte, piyasadaki ana katılımcılar görünüşe göre proaktif bir yaklaşım benimseyerek öncelikle kendi likiditelerini sağlamayı tercih ettiler.

Birçok tanınmış borsa platformu ve proje sahibinin son davranışları, bu açıdan anlaşılabilir. Ya önceki tutumlarını değiştiriyorlar, ya da yeni ürünler sunmak için risk alıyorlar; hatta fon güvenliğini sağlamak için kısmen menfaatlerinden feragat etmeyi bile göze alıyorlar.

Böyle bir piyasa ortamında, temkinli stratejiler ve ana parayı korumak akıllıca bir seçim olabilir.